13 Temmuz 2009 Pazartesi

assosun tarihi


M.Ö.3000 yılı...(Tunç Çağı).





Denizden gelenler, taşlık ve kayalık bir kıyıya ayak basarlar. Sarp kayalardan oluşan yamaçlardan yukarı tırmanan grup, deniz seviyesinden 236 metre yükseklikte yer alan tepede nefeslerini tutarlar. Tepenin kara tarafında yer alan yemyeşil vadide pırıl pırıl akan akarsu ve çevrenin doğal zenginliği karşısında dilleri tutulur. Binlerce yıl önce sönmüş volkanik bir tepede olduklarını anlarlar. Andezit taş yığınlarının arasında çevreyi dolaşan grup akşama doğru gemilere binerek geri dönerler.
Bölge denizlerinde korsanlık yapan lelegler (Antik Çağ'larda Troy'un güneyinde Pedasos'ta yaşayan ve Troy Savaşı sonrası güneye inerek Bodrum Yarımadası'nda yerleşik en eski halk. Kurdukları kentlerin ortak yanı yüksek tepeler ve mimari tarzlarıdır). Çevreye hakim mükemmel bir konaklama merkezi bulduklarına inanarak ilk yerleşimi yonttukları andezit kayaları kullanarak gerçekleştirirler. 




Gemileri için kıyıda bir liman yaparlar. Çevreyi kontrol için tepeye yapılan yerleşim zamanla genişler. M.Ö. 700 yılında Güney Troy'a, Midilli'den (Lesbos) gelen Aioller tarafından işgal edilince Methymnalı göçmenler Asso'sa yerleşir. M.Ö.560 yılında bütün bölgeyi ellerine geçiren Lydialılar'ın egemenliğine Assos'da girer. M.Ö. 478'de Atina, Kutsal Ada Delos adıyla Atina Delos Deniz Birliği'ni kurunca Samos, Teos, Miletos, Lesbos, Phokaia, Pitane gibi güçlü kentlerin yanında Assos'da bu birliğe kurucu üye olarak katılmıştır. Persler'in M.Ö. 407'de Atina donanmasını yenmesi ve M.Ö. 405' de Aigos-Potami'de (Çanakkale Boğazı yakınları) tekrar yenmesi sonucu Assos Persler'in egemenliği altına girmiştir. M.Ö. 387'de, Antialkidas Barışı sonrası tüccar Eubolos kendisini Assos Kralı ilan eder. Ölümü sonrası, hizmetinde yer alan Hermesias M.Ö. 345 yılına kadar Assos'un bağımsızlığını sürdürebilmiştir. Hermesias filozof Platon'un öğrencisi olduğu sıralarda okul arkadaşı olan Aristo'yu Assos'a devet eder. 3 yıl kadar (m.ö.348-345) Assos'da kalan Aristo gymnasionda dersler vermiş bir okul kurarak Kleanthes adlı filozofun yetişmesini sağlamış, "Erdeme Övgü" adlı eserini yazmıştır.






Hermesias, Pers generali Rodoslu Memnon tarafından öldürüldükten sonra Assos Persler'in egemenliğine geçer. M.Ö. 334 yılında Persler'i yenen İskender sayesinde Assos egemenliğine tekrar kavuşur. İskender ölünce, komutanlarından I.Seleukos ile diğer komutanlar arasında pazarlık konusu yapılan Assos Galyalılar'ın işgaline uğrar. M.Ö. 216 yılında, Galyalılar güçlenen Bergama Krallığı tarafından kovulunca Assos Bergama Krallığı ile birleşir. M.Ö 133 yılında Bergama Kralı Attalos, krallığı vasiyetle Roma İmparatorluğu'na bırakınca Assos'un gelişme devri başlar. Assos'un yeni adı Roma Devri'nde Makhramion'dur.

M.Ö6 yüzyılda andezit taşları kullanılarak Athena Tapınağı yapılırken kentin çevresi 3.5 km. surla çevrilir. Arkaik Dönem yapı tekniğini gösteren surların büyük bir bölümü ayaktadır. Tepenin yamaçlarına kurulu tiyatro, gymnasium, agora, bulevterion, stoa yapılarının kalıntıları vardır. Kentin en önemli yapısı Akropolis'te yer alan Athena Tapınağı'dır. Anadolu'da, Arkaik Çağ Dor Mimarisi'nin ilk ve tek örneği Assos'da bulunan bu tapınaktır. 6x13 sütunla çevrili Peripteros planındaki tapınağın baştabanı alçak kabartma hayvan figürleriyle işlenmiştir. Baştabanın üstündeki metoplarda aynı şekilde işlenmiş efsanevi konular yer alır. Assos'da basılan sikkelerin bir yüzünde Athena diğer yüzünde Grifon yer alır. üzerinde üzüm salkımı, medusa ve aslan başı yer alan sikkeler basılmıştır. Assos'un koruyucu tanrısı Athena'dır. Roma İmparatorluğu döneminde St.Paul ve St.Luko'sun ziyaretiyle Assos, hıristiyanlığı kabul eden ilk kentler arasında yer almış ve bu dönemde bir kilise inşa edilmiştir. 4. Haçlı Seferi'nde imparator Balwin'in kardeşi Henri de Hainault tarafından ele geçirilen Assos 1330'da Karasi Beyliği, 14.yüzyılda I.Murad döneminde osmanlıların yönetimine geçer. Roma döneminde Makhramion (Makhram) adıyla bilinen Assos osmanlı döneminde Behram adını alır.